Ölçme Değerlendirme=?

  • 0
a

Ölçme Değerlendirme=?

Öğretmen eğitimlerimin başlangıcında bir soru ile başlıyorum paylaşıma, “Ölçme değerlendirme deyince aklınıza ne geliyor?” bir iki kelime ile nitelemelerini istiyorum. Gelen yanıtlar çok da şaşırtmıyor beni. Başlıcaları şöyle oluyor; karşılaştırma, rekabet, eleme, sinir bozucu, kaygı, eziyet, başarısızlık, korku, kopya, kötü birşey vs. vs. Sanırım yanıtlar şaşırtıcı değil, hatta muhtemel sizin de aklınıza ilk gelenler de yine buna benzer türdedir. Öğretmen böyle düşünüyorsa öğrenci kim bilir neler düşünüyordur siz takdir edin. Peki NEDEN?

Evet ölçme değerlendirme bir karşılaştırma aracı olabilir ya da eleme amacıyla kullanılabilir. Ancak temel fonksiyon olarak bir öğrenme biriminin var ya da yok olması durumunu tespit etmeye yarar. Neden ve nasıl bu kadar olumsuz anlam yükleniyor. Bu konuyu birkaç başlık olarak zaman içerisinde ele alacağım ancak bu hale dönüşmüş olmasının tek bir nedeni olmadığı çok açık. Sonuçları hangi amaçla kullandığımız, geri bildirim verme şeklimiz, başarı tanımlamalarımız, öğrenme süreçlerinden ayrı ele almamız, sınıflama ve sıralama güdümüz, eleştiri becerimiz… Tüm bunlar hep bu algıyı şekillendiren değişkenler. Ancak bir tanesi var ki çok belirgin yansımaları oluyor.

Aşağıda iki arama sonucu ile ilgili bağlantı yer alıyor. Bir Türkçe biri İngilizce aranmış durumda.

https://goo.gl/7kshkk

https://goo.gl/t0oZhg

Aranmış olan anahtar kelime sınav, zihinsel eşleştirmemiz ise görsellerden anlaşılacağı üzere çoktan seçmeli ve sıralamaya veya elemeye dayalı sınavlar.

Peki bizim en sık kullandığımız ölçme değerlendirme aracı nedir? SINAV

Hal böyle olunca diğer faktörlerden açık ara önde olarak ölçme değerlendirme algısını sınav kavramı şekillendiriyor. Ölçme Değerlendirme = Sınav = “karşılaştırma, rekabet, eleme, sinir bozucu, kaygı, eziyet, başarısızlık, korku, kopya, kötü birşey vs.”

Oysa böyle olmak zorunda değil, çünkü her şey “sınav” ile ölçülmek zorunda değil, sınav hele hele çoktan seçmeli sınav biraz kolayına kaçmak oluyor. Öte yandan kullanabileceğimiz diğer ölçme değerlendirme araçları da öğretmen yeterliliklerinin artırılmasını gerektiriyor. Sanki çoktan seçmeli veya açık uçlu sınavları çok nitelikli hazırlıyormuşuz gibi(!) Tam bu noktada öğretmen yetiştiren kurumlardaki eğitim de bir başka değişken olarak işin içine giriveriyor. Aslında ölçme değerlendirme ile ilgili olumsuz algı bir tek etkeni değiştirerek çözülebilecek bir durum değil. Zincirleme etki içerisinde bulunan pek çok etken söz konusu. Ancak bir başlangıç noktası olacaksa o da bugünün Z ve hatta Y kuşaklarının öğrenmelerini bundan 80 yıl önceki araçlarla ölçüp değerlendirmeye devam edemeyeceğimiz gerçeğidir.


Cevap yaz

ARAMA

TWITTER